Sağlık

Sonbahar Hastalıkları – 2

Depresyon :

Yazın açık havada geçirilen
zamanlar, denizler, ormanlar, parklar
sonbaharla birlikte yerini ev ve işyeri
arasındaki kısır döngüye, trafik stresine,
artan iş yüküne, çoğunlukla televizyon
başında geçirilen zamana bıraktığında buna
yönelik savunma mekanizması
geliştiremeyen kişilerde sonbahar
depresyonuna girme ihtimali artıyor. Oysa
doğanın sonbaharla birlikte apayrı bir
güzelliğe bürünmesine kayıtsız kalmamak,
yürüyüş ve hafta sonu dışarıda zaman
geçirmeyi ihmal etmemek, yağan
yağmurlardan sonra etrafı saran toprak
kokusunu içine çekmek doğal antidepresan
görevi görüyor. Bu nedenle hafta sonları
alışveriş merkezlerine gitmek yerine
doğadaki bu değişime tanıklık
edebileceğimiz mekanlarda bulunmak, gün
ışığından mümkün olduğunca yararlanmak
ve düzenli beslenme, egzersiz ve uykumuzu
ihmal etmemek çok önemli.

Migren ve Baş Ağrıları :

Mevsimsel değişiklikler, hava
basıncı ve nem değişiklikleri ile özellikle
güney batıdan esen lodosun baş ağrıları ve
migren ataklarını tetikleyebildiğini bilmeliyiz.
“Ülkemizde bununla ilgili lodoslu havalarda
migren ataklarının arttığı tespit edilmiştir.
Yapılan araştırmalarda aslında baş ağrısının
nedeninin esintinin kendisi değil rüzgarla
birlikte gelen havadaki biyolojik aktif
partiküller, tozlar ve kirler olduğuna dair
veriler mevcuttur” Mevsime uygun
giyinmenin, rüzgarlı havalarda yüzümüzü ve
başımızı korumanın, bazı iklimsel
değişikliklerle tetiklenen hastalığımız varsa
bu gibi havalarda tedbirli olmanın yaşam
kalitemizi artırabilir.

Grip

Yüksek ateş, baş ağrısı, yaygın vücut
ağrısı ile seyreden gribe, influenza virüsleri
neden olur. Hastalığın bulaşıcılığı, belirtilerin
görülmesinden 1 gün önce başlar ve 7 gün
süresince devam edebilir. Enfeksiyon esasen
öksürme, hapşırma, konuşma ve solunum
yolu salgılarının ağız, burun mukozası ve
göze teması ile yayılır. Öksürük ya da
hapşırık sırasında ağız ellerle kapatıldığında
virüs ellere, oradan da dokunulan çeşitli
yüzeylere bulaşır. Hasta olmayan insanlar bu
yüzeylere elle temas eder, ellerini ağızlarına,
burunlarına ve gözlerine temas ettirir ve
hastalık etkenini alırlar. Bir metrelik mesafe
bulaşma için riskli alandır. Virüs 0-4 °C
arasında haftalarca canlılığını sürdürebildiği
için kış aylarında daha sık enfeksiyon
oluşturur.

Gribal enfeksiyon tedavisinde
burnun açık tutulması büyük önem taşır.
Burun kapalı olduğunda sinüsler
boşalmadığından grip tedavisi daha zor olan
sinüzit enfeksiyonuna neden olabilir. Grip
ayrıca östaki borusu tıkanıklığına da yol
açarak orta kulak enfeksiyonlarına da
dönüşebilir. Bu nedenle grip mutlaka doktor
gözetiminde tedavi edilmelidir. Grip
tedavisinde istirahat etmek oldukça
önemlidir. İstirahat süresinin bulaşmayı
önlemek için hastalık belirtilerinin
geçmesinden bir gün sonrasına kadar
sürmesi gerekir. Bol sıvı alınmalı,
beslenmeye dikkat edilmeli ve sigara
içmemelidir.

Aşı olmak, gripten korunmada en
etkili yollardan biridir. Aşı yapıldıktan 2-3
hafta sonra vücut influenza virüsünü
tanıyarak mücadele edip hastalık oluşumunu
önleyebilir. Aşı canlı virüs içermediği için
gribe sebep olmaz. Yaş ve kronik hastalıklar
nedeniyle risk grubunda bulunan kişilerin,
kalabalık ortamlarda çalışanların ve gribe
yakalanmak istemeyen herkesin grip aşısı
olması gerekir. Grip aşısıyla gripten yüzde
100 korunma sağlandığı söylenemez. Ancak
grip aşısı, binlerce grip mikrobu içerisinden
sadece bir yıl önceki en sık karşılaşılan grip
mikrobuna karşı koruyucudur. Aşı olunduktan
sonra farklı bir virüse maruz kalınırsa gribe
yakalanılması mümkündür.

Gribe yakalanmamak için şu önerilere
dikkat edin :

·Mevsim geçişlerinde hava sıcaklığına
aldanmayın, tedbirli giyinin.

·Gribal enfeksiyonu olan kişilerle yakın
temas halinde bulunmayın.

·Eğer gripseniz avuç içinize hapşırmayın.
Tek kullanımlık kağıt mendil ya da peçeteyle
ağzınızı kapatın.

·El hijyenine özen gösterin. Ellerinizi şüpheli
yüzeylere temastan hemen sonra ve kış
aylarında normal zamana göre daha sık
yıkayın.

Sonbaharda görülen baş ağrısı
için ne yapmalı?

Mevsim geçişleri migren hastalarının
hayatını kabusa çeviren atakları tetikliyor.
Bulantı, kusma, ışığa ve sese aşırı duyarlılık
gibi belirtiler ile herhangi bir baş ağrısından
farklılaşan migren, sıcak havaların yavaş
yavaş düştüğü sonbahar aylarında kendini
daha fazla gösteriyor.

Nörolojik bir hastalık olan migrenin
birçok dış etken sonucunda tetiklenebildiğini
ve yiyecek-içeceklerden, yaşam tarzına
kadar uzanan listede mevsimsel
değişikliklerinde önemli bir yer
alır.“Hastalığın seyrinde günlük hava
değişiklikleri etkili olabiliyor. Hastaların pek
çoğu lodoslu havalarda migren atağı
yaşadıklarını belirtiyor. Ancak migren atağı
sadece rüzgâr, hava değişikliği ya da basınç
farkının yarattığı etkilerle ortaya çıkmıyor.
Örneğin lodosta ağrıyı tetikleyen esinti değil,
hava ile birlikte taşınan tozlar, çeşitli
partiküller ve kirler” dir.

Migreni olan kişide zaman zaman
tekrarlayan, çoğunlukla şiddetli, tek taraflı,
zonklayıcı, baş hareket ettirildiğinde artan
baş ağrısının oluşur.“Migren genetik temelli
bir hastalık. Ancak bu genlere sahip olmak
demek, kesinlikle migrenin ortaya çıkacağı
anlamına gelmiyor. Kadın olmak da ayrıca
migrenin görülme riskini üç kat artırıyor.
Migren kadınlarda en çok 30’lu yaşlarda
ortaya çıkıyor. Kadının ilk doğumundan sonra
migrenle tanışması da oldukça sık
karşılaşılan bir durumdur.

Migrenin kadınlarda sık görülmesinin
temelinde, kadınlık hormonundaki
dalgalanmaların önemli bir payı vardır.
“Hormonal olarak aktif olunan dönemlerde,
ataklar çok daha güçlü bir şekilde gelebiliyor.
Bazı kadınlar adet döneminden bir-iki gün
önce yaşadıkları atakları, sürecin doğal
parçası olarak düşündükleri için hekime
başvurmuyor. ‘Adet migreni’ olarak
adlandırılan bu durum her dört kadından
birinde görülüyor. Özellikle de 30-35 yaş
arasında bu sıklık üç kadından biri migrenli
olacak şekilde artıyor. Erkeklerde ise bu oran
12’de 1. Migren atakları kadınlarda ortalama
1.5 gün, erkeklerde de bir gün sürüyor”

Migren her zaman bir uyaran
tarafından tetiklenir.

Hormon dalgalanmalarının da
migreni tetiklediğini ve bu durumun
kadınlarda adet döneminde atak
yaşanmasına sebep olabilir.Migren her
zaman bir uyaran tarafından tetiklenir ancak
aynı uyaran tarafından her seferinde
tetiklenmek zorunda olmayan bir hastalıktır.
Aynı kadında mevsim değişikliği gebelikte
sorun yaratmazken, gebelik sonrasında
tetikleyici olabiliyor. Koşullara göre kişinin
tetiklenme eşiği düşüyorsa daha kolay
tetikleniyor, eşik yükseliyorsa bu risk azalıyor.
Bir kişi için tek başına bir tetikleyici yeterli
olurken, bir başkası için iki tetikleyicinin bir
arada olması atağı başlatabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir