Önce kanunları özümüze göre
düzenlememiz lâzım.
Bize göre, yapımıza göre, bin yıllık
yaşantımıza göre…
Yapanın yaptığı yanına kâr kalmamalı.
Nasıl olsa “Adli kontrol şartı ile tahliye olurum”
dememeli insanlar.
Cezalar caydırıcı olmalı…
İnsanlar, hayvanlar, tabiat, su, hava… Her
şey için yapılan suçlar hakettiği cezasını almalı…
İyi ki sosyal medya var.
İyi ki kamuoyu vicdanı var.
İyi ki duyarlı insanlarımız var.
İyi ki…
xxx
Sonra adalet!
Adalet herkese eşit olmalı.
Destan Şairi Niyazi Yıldırım
Gençosmanoğlu’nun şiirindeki ifade ile:
Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir.
Temele taş bulmak gecikebilir.
Devlete baş bulmak gecikebilir.
Adalet gecikmez tez verilmeli.
İlle de adalet…
xxx
Bu ülkeyi yaşanmaz hale getirenler
Dünya size de kalmayacak!
Sultan Süleyman’a kalmayan Dünya!
Size de kalmayacak…
Önemli olan çok kazanmak değil!
Önemli olan; çocuklarımıza,
torunlarımıza iyi bir dünya bırakmak…
Bırakılan mal-mülk-servet kirli bir
dünyada işimize yaramayacak.
*Deprem.
*Seller, su taşkınları
* Toprak kaymaları, kaya düşmeleri.
*Çığ
*Fırtınalar, hortumlar.
*Salgın hastalıklar
*Yangınlar… ile tabiat bizden, yanlış
yaptıklarımızdan intikamını alıyor!
Ama önemli olan,
Ders alıyor muyuz?
Yaşadıklarımızdan, ders alıyor muyuz?
xxx
Covit salgınından çıkardığımız ders çok
önemli!
Temizlik ve hijyen,
Komşuluk ilişkileri,
Sevdiklerimize olan hasret,
Evde kaldığımız sıkıntılı günler,
Kaybettiklerimiz,
Sıkıntılarımız…
Hepsi bize ders olmalı ve hayatımızın
kalan kısmında daha dikkatli olmalıyız.
Şimdi kaldığımız yerden yeniden
başlama zamanı.
Geçmişin acılarından ders alarak
güzelliklere doğru yürüme zamanı.
Şimdi, çocuklarımıza-geleceğimize sahip
çıkma zamanı.
Bu dünya böyle gelmiş, böyle gider
demeden azimle, inançla hayata sarılma zamanı.
Güzel ülkemde, güzellikler içinde,
kardeşçe yaşamak dileğiyle…