Köşe Yazısı

DÜNYAYI DEĞİŞTİRENLER

Büyük İskender, Aristo’nun öğrencisiydi. Makedonya kralı olduğunda henüz on sekiz yaşındaydı. Hindistan’a kadar uzanan bir dünya imparatorluğu kurmuştu. Augustus, üç kıtada yer alan Roma imparatorluğunu kurmuştu. Daha sonra İmparatorluk yol ,köprü,kemer,köprü gibi yapılar dışında insanlığa Roma hukukunu miras bırakmıştı. Fatih Sultan Mehmet 1480 yıllık Roma İmparatorluğunu yıktığında henüz yirmi bir yaşındaydı. Dünyada Yeni Çağı başlatmıştı. Lenin 1917 yılında Çarlık Rusya’sını yıkmıştı SSCB’yi kurarak yeni bir toplum düzenin öncüsü olmuştu. Mahatma Ghandi Hindistanı İngiliz sömürgesi olmaktan kurtarmıştı. Dünya’ya yeni mücadele anlayışlarını öğretmişti. Nelson Mandela 27 yıl hapis yattıktan sonra Güney Afrika Cumhuriyetinin başkanı olmuştu. Dünya’da ırkçılığa karşı mücadelenin sembolü olmuştu. Mustafa Kemal Osmanlı İmparatorluğun yıkılışı sonrası Türkiye Cumhuriyetini kurmuştu. Ülkesindeki yabancı işgale son verirken,dünya’da Ulusal Kurtuluş Savaşlarının öncüsü olmuştu. Bu saydığımız liderler dışında bir çok Krallar,Hükümdarlar olmuştu ne var ki dünya’yı değiştirmek herkese nasip olmamıştı. Felsefik olanlar,bilgili olanlar,kendilerine has özellikleri olanlar,sanata edebiyata ve eğitime önem verenler çağına göre uzağı görenler,iz bırakanlar günümüze kadar ulaşmışlardı.

Bu özelliklerde olan Mustafa Kemal’den yeni Türkiye Cumhuriyetini nasıl kurduğunu hangi felsefede olduğunu anlatmaya ve anlamaya çalışacağız. En zor şartlarda dahi bilimin yol göstericiliğinden ödün vermeyen bir insandı. İyi bir Felsefe’ci ve düşünürdü. Toplumun ileriye doğru gelişmesini tasarlayan Sosyolog’du. İyi bir entelektüeldi. İşte tamda bir lidere yakışan özellik de buydu. Bazı yabancı yazarlar M.Kemal’e ‘’aslında bir bilgindir’’ diyorlardı. M.Kemal hayatı boyunca dört bin kitap okumuştu,okuduğu önemli cümlelerin altını çizerek ve yanına notlar alarak. O dönemlerde O’na ‘’Okumaya susamış bir subay’’derlerdi. Balkan ve 1.Dünya savaşları sonrasında Osmanlı Devletinin nüfusu on sekiz milyondu. Beş milyon insanını kaybettiği gibi yıkılmış,yakılmış ,her bakımdan yenilmiş bir ülkede neler yapılabilinirdi?Önünde duran iki önemli sorun acilen çözülmeliydi. Eğitim ve eğitimli insan yetiştirmek Ekonomi ve üretim. Diğer sorunlarda önemliydi onlarında çözümü akıl ve bilim yoluyla olmalıydı.

‘’Zaman hızlı bir şekilde ilerliyor,toplumların ve onları oluşturan bireylerin bile mutlu olmak veya mutlu olmamak anlayışı değişiyor.Benim ülkem için yapmak istediklerim ve başarıya ulaşmak için yaptıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler,akıl ve bilimin öncülüğünde yürürlerse ,benim manevi mirasçılarım olurlar.’’

‘’Bir toplumu kurtarmak için iyi niyet yeterli değildir. Eğitim ve okullar sayesinde bilim ve fen sayesinde,sanat,edebiyat,ve diğer alanlar kendilerini göstereceklerdir. Ülkemiz içerisinde uygar düşüncelerin,çağdaş ilericiliklerin zaman kaybetmeden yayılmaları ve gelişmeleri gerekmektedir. Bunun için bilim ve teknik insanları bu uğurda çalışmayı bir namus borcu bilmelidir.’’

Mustafa Kemal söylemleriyle ve eylemleriyle içerde ve dışarıda sömürüye karşı çıkmış,ezilmişlerin ve mazlumların yanında yer almıştır. Ülkemizin komşularıyla barış ve dirlik içinde yaşaması ve uluslararası ilişkilerde devleti yönetenlere önerileri şöyleydi.’’Güney komşularımızın kendi aralarındaki ve kendi içlerindeki sorunlarında kesinlikle taraf olmayın. Kuzey komşumuzla aranızı bozmayın. Sömürgecilere karşı daima dikkatli olun’’ Felsefi akımlara karşı ilgisi çok yüksekti.’’Felsefe,evren karşısında insanın akılcı davranışıdır. Bu nedenle önemlidir. Felsefe bilmeyen insan,edebiyatçı olamaz. İyi bir politikacı olamaz. Felsefe bilmeyen bir asker belki bir savaş kazanır,ama savaşı anlayamaz. Felsefe çölde sıcak kumlar içinde cayır cayır yanan,tutuşan,dili damağı kuruyan bir gezginin,ufukta oluşan serabı su zannederek arkasından koşmasına benzer.’’

Mustafa Kemal felsefeye ve bilime verdiği düşünce sisteminde kurduğu cumhuriyet bir barış cumhuriyetiydi.’’Ulusun yaşamı tehlikeyle karşı karşıya kalmadığı sürece savaş bir cinayettir’’felsefesiyle Sovyetler Birliği,Bulgaristan,Yunanistan ile iyi komşuluk ve dostluk,İtalya ile tarafsızlık anlaşmaları,Türkiye,Yunanistan,Yugoslavya ve Romanya ile Balkan antantı.Türkiye,İran,Irak ve Afganistan ile Sadapat Paktı anlaşmalarını yapmıştı.

M.Kemal Cumhuriyet felsefesiyle açtığı TBMM açılış konuşmasında önceliği olan eğitim konusunda şöyle konuşuyor.’’Halkımızın en verimli ve en önemli görevi eğitimdir.İzleyeceğimiz proğram sosyal yaşamla,çevre koşullarıyla ve çağın gerekleriyle tamamen orantılı ve uyumlu olsun.Eğitimle hedefimiz cehaleti ortadan kaldırmaktır.’’ Bu felsefeyle 1924 yılında Eğitimin Birliği yasasını çıkarmıştı. Böyle olunca Okul ve Medrese ayrılığı kaldırılmıştı. Eğitimde birlik uyarınca tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmıştı.

Tekkeler,Zaviyeler,kapatılmış,Tarikatlar,şeyhlik ve müritlik yasaklanmıştı.Halifelik,Emirlik,falcılık,büyücülük,ufurukçuluk,
muskacılık, gibi sıfat ve unvanlar yasaklanmıştı.

Daha sonraları Millet Mektepleri,Halk Evleri, Felsefesi yaparak,yaşayarak öğrenmeyi hedefleyen Köy Enstitüleriyle öğretmen,sağlık elemanları yetiştirilmişti.Yüksek öğrenim dalında Cumhuriyet felsefesi anlayışıyla Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi,Ankara Hukuk Fakültesi,Yüksek Ziraat okulu,Devlet Konservatuarı kurulmuştu.Medeni kanunun kabulüyle kadının kişiliği ve hakları tanındığı gibi evlilik kurumu resmi nikahla çağdaş bir özellik kazanmıştı.

konomi alanındaki çalışmalar Kurtuluş savaşı bitiminde başlamıştı. İktisat kongrelerinin amacı endüstri alanında yatırımlara yönelikti. 1924 ve 1938 yılları arasında Silah,mühimmat fabrikası Gölcük tersanesi,Şeker,Bez,Dokuma,Çimento,süt,basma, ipek,kömür, kükürt,sigara,karton,klor,demir çelik,uçak,hava gazı fabrikaları,Elektrik santrali,Ankara çubuk barajı yapılmıştı.Özel sektör gelişmiş olmadığından bu yatırımların tamamı devlet tarafından gerçekleştirilmişti.

Nasıl yakıştırdın Sonbahar’ı bu kadar kendine. Ekimde Cumhuriyet,Kasım’da veda. En hüzünlü aydayız. Her şeye rağmen üzgün olmadığını biliyorum. Seni anlayanlar var,anlamaya çalışanlar var,anladığını zannedenler var,anlamayanlar da var. Sen çok iyi biliyorsun ki felsefenin önemli ilkelerinden birisi olan zıtların birliği işlevini sürdürüyor. Farklılıklarla birlikte yaşayan toplumuz. Bu durumdan şikayetçi değilsin biliyorum. Dinamikler böyle gelişiyor. Felsefenin her alanda uygulama isteğinin zorlukları o günkü toplumun durumundan ileri geliyordu. Altı yüz yıl başka dünyalarda yaşamış olan insanların ve toplumun her alanda değişmeleri beklenemezdi. Yeniliklerinin karşılığını bulması zaman alacaktı. Henüz yüz yaşına varmış genç ve delikanlı bir cumhuriyet,gençliğinde zaman zaman acı çekse de cumhuriyet günlerinde insanlarımız sokakları ,alanları dolduruyor.Sana vefa borçlarını ödemek için. Dünya cumhuriyetlerinde yer almak için. Yüreğini ferah tut Ülken aydınlık günlere doğru yürüyüp gidecek. İlerlemeyi hiçbir güç engelleyemeyecek. İstersen çok sevdiğin bir şarkıyı beraber söyleyelim ne dersin?Kırmızı gülün alı var aman aman ,her gün ağlasam da yeri var aman aman ,bugün benim efkarım var………….Özlemle, sevgiyle,saygıyla……………

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir