Uncategorized

MALUMAT EDİNMEK

Öğrenmenin yaşının olmadığını, yaşımız ilerlediği halde, ne kadar az şey bildiğimizi fark ettiğimizde anlıyoruz.
İnsanı en mutlu eden şeylerden biride yeni şeyler öğrenmektir.
Bilginin sonu olmadığı gibi yeni şeyler öğrenmenin de bir yaşı yoktur. Ben yaşlandım bu yaştan sonra öğrensem ne işime yarayacak demeden ufka gözlerimizi dikip, yeniliklere merhaba demek için hiçte geç değil. Bilmediklerimiz nelerdir, neyi biliyorum, neyi bilmiyorum diye çıkardığımız bir liste olursa hayat daha güzel ve daha kolay olacaktır.
Böylece insanların yaşlılıkta da toplumdan kopmadan hayatlarını daha rahat bir şekilde sürdüreceği düşünülür.
Çocukken yetişkinliğin nasıl olduğunu, yetişkin yaşlılığın nasıl olduğunu merak eden insan, yaşlanınca hayatın ne kadar kısa ve acımasız olduğunu da öğreniyor. Hayat koşuşturması sebebi ile birçok güzelliğin ne yazık ki farkına bile varamıyoruz.
Mesela; yaşadığımız şehri ne kadar tanıyoruz. Tarihi ve turistik özelliklerini, gelenekleri, göreneklerini ne kadar biliyoruz?
Öğrenmek merak ile başlar. Bilmek istediği şeyi araştırmaya başlayan insan, araştırmaların sonucunda elde ettiği sonuçlarla ne kadar mutlu olduğunun farkına varır.
Küçük yaşlarda aldığımız eğitimler ile gelişen öğrenme yeteneği, ilerleyen yaşlarda biraz yavaşlasa da her yaşta bir şeyler öğrenmek mümkün.
Hayat bir okul aslında yanlış yapa yapa doğruları buluruz. İki yanlış eşittir bir doğru eder kuralını hayat felsefesi haline getirdiğimizde her şey ne kadar kolay olacak.
Bir kişinin bir şeyler öğrenmesinin birçok farklı yolu vardır. Bazı öğrenme yöntemleri diğerlerinden daha iyi sonuç verir. Sonuç olarak, istediğiniz her şeyi öğrenebilirsiniz, bu da olasılıkların sonsuz olduğu anlamına gelir. Öğrenme gücünden daha büyük bir insan gücü kaynağı yoktur. Dünyanın birleşik bilgisi sizi bekliyor, bu yüzden tereddüt etmeyin, çünkü tereddüt eden kaybolur. Herkes kendi cehaletinden mustariptir. Ve cehalet için tek çare bilgidir.
Hayatta sahip olduğunuz her şey öğrenmekten kaynaklanır. Öğrenme, kendinize bir yatırımdır. Ve kendinizi çok iyi bir şekilde eğittiğinizde, sorunların cevaplarını çok daha kolay bulacak ve işleri daha kolay anlayacaksınız.
Büyüklerimizden gördüğümüz gibi bizler de bir ömür çalışıp, çabalayıp, bizden sonraki nesillere maddi bir şeyler bırakmak istiyoruz. Genel çoğunluk zengin olmayı maddiyat olarak değerlendirmektedir.
Fakat asıl zenginlik ne kadar çok maddi gücümüzün olduğu değil, ne kadar çok bilgi yüklü olduğumuzdur. Bilen’in bileğini bükmek mümkün mü?
Hz Ali “bana bir harf öğretenin kulu kölesi olurum” sözü ile öğrenmenin önemini yüzyıllar öncesinden dile getirmiştir.

İnsanlar öğrenmeyi bıraktıklarında, boşta olan zihin şeytanın atölyesi haline gelir. Yeterince öğrenemediğinde ne olacak? İlerlemediğiniz her gün, boşu boşuna geride bırakacağınız bir başka gün olacaktır. Eğer ilerlemiyorsanız, o zaman geride kalıyorsunuz demektir

Belli bir amaçla öğrendiğinizde, öğrenmeye daha çok dahil olursunuz ve ayrıca öğrendiklerinizi daha çok hatırlarsınız. Aklınızda öğrenme amacı olmadan okuyorsanız, bu çok az şey öğreneceğiniz anlamına gelir. Bu nedenle, iş öğrenmeye geldiğinde bilmeniz gereken en önemli şeylerden biri belirli hedeflere sahip olmanız gerektiğidir.
Bilgili insanlar hayatımızda olduğu sürece rotasını bilen gemi gibi yolcuk eder ve ettiğimiz yoluculuktan oldukça haz alırız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir